20 Mart 2014 Perşembe

Klima Fiyatları Ve Doğru Klima


Büyü mevsimler kendine göre ayrı bir güzel ayrı bir zor. Hem sefasını süreriz hem de cefasını çekeriz. Kışın soğuğu, yazın sıcağı derken pek çok kez lanet olsun deriz. Özellikle kalabalık yerlerde çalışanlar, öğrenciler için büyük sıkıntıdır. Ufolar, vantilatörler çaresiz kalırken en iyi çözüm sanırım klima.
Bizde geçen sene google’a girip klima fiyatları 2013 yazıp arattık ve çıkan sonuçlar üzerinden biraz bilgi sahibi olmaya çalıştık. Klima fiyatları doğal olarak klima çeşitlerine göre değişim göstermekte. Enerji tasarruflu olanları var, klima garantisi uzun olanı var. Markasına göre klima fiyatları değişiyor.


Yaptığımız araştırmalarda Vestel klima, Bosch klima, Arçelik klima ve Beko klima seçenekleri arasında kaldık. En ucuz klima fiyatlarına göre yaptığımız araştırma sonucunda 2 markanın arasında kaldık. İlk defa alacağımız için de daha önce aynı alışverişi yapmış olan komşularımıza da danıştık. Bir akşam oturmaya geldiler ve konuyu detaylıca konuştuk. Ortalama aylık maliyetleri hesapladık. Özellikle az enerji harcayanlarına yönelmeye karar verdik. Uzun vadede kazanan biz olalım istedik.


Hem iyi ısıtıp-soğutan hem de ucuz olan klima diye bir şey olmadığını öğrendik. Daha detaylı bir araştırma yapmak için en son üretici firmaların bayilerine gittik ve 3 gün süren araştırmamızın sonucunda ücretsiz montajı da olan Arçelik klima almaya karar verdik.  Bugün siparişini verdik bakalım yarın büyük gün.

19 Mart 2014 Çarşamba

En Güzel Giyim Siteleri


Bayan giyim siteleri arasında oldukça beğenebileceğiniz bir site de Moda in Moda sitesi. Bu site içerisinde yüzlerce alternatif sizleri bekliyor. Online alışveriş fırsatlarını doya doya yaşabileceğiniz bu bayan giyim sitesi içerisinde birbirinden güzel aksesuarlar da var. Özellikle bu aralar oldukça şık telefon kapakları site içerisinde mevcut. Sizler de isterseniz telefon kapakları için isterseniz birbirinden güzel elbiseler için Moda in Moda sitesini ziyaret edebilirsiniz.

14 Mart 2014 Cuma

Tembellik De Bir Hak Değil Mi?

Neden bu kadar çok çalışıyoruz? Ya da daha doğrusu, neden bu kadar çok çalışmak zorundayız? Akşamları evimize dönebilmek için, hatta ve hatta akşam dönebilecek bir evimizin olabilmesi için her sabah işe gidiyoruz. Ev, bir insanın en mahrem ve aynı zamanda kendini en rahat hissedebileceği mekanken biz zamanımızın büyük bir çoğunluğunu evin dışında geçiriyoruz. Neden? Çünkü çalışıyoruz.

Sanırım bu sıralar biraz tembellik etme peşindeyim. Bundan dolayı da biraz sinirliyim açıkçası. Çalışmak çalışmak çalışmak… Sonunda emekli olup çalışmamak için, en verimli yaşlarımızı çalışarak harcamak harcamak harcamak… Çok anlamsız değil mi? Bilmiyorum.



Tamam daha güzel bir hayat sürmek için çalışıyoruz, tamam hayatımızı kendi başımıza idame ettirebilmek için çalışıyoruz ama insanın zaman zaman, en azından arada bir tembellik etmeye hakkı yok mu? Belki okumuşsunuzdur, Tembellik Hakkı diye bir kitap var. Lise döneminde okumuştum ama hala zaman zaman, özellikle de yoğun şekilde çalışmam gereken anlarda aklıma gelir kitabın savunduğu fikir. Kitapta çalışma saatlerinin üç saatle sınırlı tutulması öneriliyordu mesela. İnsan doğası için uygun olanın bu olduğuna inanılıyordu çünkü insan bir makine gibi sürekli çalışan değil, aynı zamanda üretebilmek için, yaratıcılığını ortaya çıkarabilmek için boş zamana da ihtiyaç duyan bir canlı olduğuna vurgu yapılıyordu.



Yani insan gününün üçte birini uyuyarak, üçte birini çalışarak ve geri kalan üçte birin de yarısını yol, yemek ve çeşitli ihtiyaçlara ayırdığında aslında, geriye sadece üçte birlik bir zamanın yarısı kalıyor. Ki makine olmadığımız için geriye kalan bu 4 saat de aslında bir şekilde diğerlerinin arasında eriyip gidiyor ve farkına dahi varamıyoruz. Ya da kendi yaratıcılığımıza ayırmamız gereken zamanda oturup televizyon izliyor ve zihnimizi iyiden iyiye öldürüyoruz.


Bunun için ne yapmak gerek emin değilim. Bildiğim bir şey varsa o da, her ne iş yapıyor olursak olalım, bu işi ne kadar seversek sevelim, yaptığımız şey bir “iş” olduğu sürece bu şekilde kişisel yaratıcılığımızı öldürüyor ve öldürmeye de devam edecek.