14 Mart 2014 Cuma

Tembellik De Bir Hak Değil Mi?

Neden bu kadar çok çalışıyoruz? Ya da daha doğrusu, neden bu kadar çok çalışmak zorundayız? Akşamları evimize dönebilmek için, hatta ve hatta akşam dönebilecek bir evimizin olabilmesi için her sabah işe gidiyoruz. Ev, bir insanın en mahrem ve aynı zamanda kendini en rahat hissedebileceği mekanken biz zamanımızın büyük bir çoğunluğunu evin dışında geçiriyoruz. Neden? Çünkü çalışıyoruz.

Sanırım bu sıralar biraz tembellik etme peşindeyim. Bundan dolayı da biraz sinirliyim açıkçası. Çalışmak çalışmak çalışmak… Sonunda emekli olup çalışmamak için, en verimli yaşlarımızı çalışarak harcamak harcamak harcamak… Çok anlamsız değil mi? Bilmiyorum.



Tamam daha güzel bir hayat sürmek için çalışıyoruz, tamam hayatımızı kendi başımıza idame ettirebilmek için çalışıyoruz ama insanın zaman zaman, en azından arada bir tembellik etmeye hakkı yok mu? Belki okumuşsunuzdur, Tembellik Hakkı diye bir kitap var. Lise döneminde okumuştum ama hala zaman zaman, özellikle de yoğun şekilde çalışmam gereken anlarda aklıma gelir kitabın savunduğu fikir. Kitapta çalışma saatlerinin üç saatle sınırlı tutulması öneriliyordu mesela. İnsan doğası için uygun olanın bu olduğuna inanılıyordu çünkü insan bir makine gibi sürekli çalışan değil, aynı zamanda üretebilmek için, yaratıcılığını ortaya çıkarabilmek için boş zamana da ihtiyaç duyan bir canlı olduğuna vurgu yapılıyordu.



Yani insan gününün üçte birini uyuyarak, üçte birini çalışarak ve geri kalan üçte birin de yarısını yol, yemek ve çeşitli ihtiyaçlara ayırdığında aslında, geriye sadece üçte birlik bir zamanın yarısı kalıyor. Ki makine olmadığımız için geriye kalan bu 4 saat de aslında bir şekilde diğerlerinin arasında eriyip gidiyor ve farkına dahi varamıyoruz. Ya da kendi yaratıcılığımıza ayırmamız gereken zamanda oturup televizyon izliyor ve zihnimizi iyiden iyiye öldürüyoruz.


Bunun için ne yapmak gerek emin değilim. Bildiğim bir şey varsa o da, her ne iş yapıyor olursak olalım, bu işi ne kadar seversek sevelim, yaptığımız şey bir “iş” olduğu sürece bu şekilde kişisel yaratıcılığımızı öldürüyor ve öldürmeye de devam edecek. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder